Beşyol-Çicekli-Yakaköy-Bornova Yürüyüşü

3 köy-İki yangın yeri


Beşyol-Yakaköy-Çiçekli-Bornova



Parkur Uzunluğu: 20 km

Süre: 8 saat





Sezonun ilk yürüyüyüşü her zaman biraz zor olur. Yazın rehavetten çıkıldığından göbek çevresi artmış, kaslar hareketsizlikten gevşemiştir. Bu yüzden ilk parkurlar nispeten düz ve kısa seçilirler. Parkur yürüyüşü Beşyol köyünden başlıyor. Beşyol köyüne İzmir den Manisa ya giderken sağ taraftan ayrılan bir yoldan ulaşılıyor.









Köy meydanında çok fazla kişi yok. Bir yaşlı amca meraklı bakışlarla bizi izledi ve yolu sormadığımız halde bir vazife üstlenip tarif etmeye çalıştı bize. Hava durumunu sordum, sabah namazından sonra acansları dinledim, yağmur yağmayacakmış dedi. Trakya ya yine ağır bir yağmur yağmış.







Köyün yeni yapılmış ve bana göre çok çirkin duran mozaik süslemeli camiisine tepeden bakarak Yakaköy tarafına doğru ilerledik. Çoğu köyde dikkatimi çeken bir çelişki tertemiz, mozaik kaplı bir camiinin camilerin yanında çamur içerisinde, temiz olmayan, dağınık sokakların olması paradoksudur. Keşke aynı kalite anlayışı her yerde uygulansa.








Yoldan ayrıldığımızda bağlar arasından yolumuza devam ettik. Yol üzerinde yalnız başına yaşadığı evinde Kezban teyze ye rastladık. Bize yeni topladığı domatesleri büyük ısrar ile bize ikram etti. Size çay yapayım, yemek yedireyim, buyrun bahçeden istediğiniz toplayın dedi, zorla ayrıldık. Daha sonra Yakaköy ve Çicekli köyünde bir yaprak bile kopartmayan son model arabası park etmiş zengin vilların sunmak istemediği zenginliği sundumuştu bize teyzemiz.







Çicekli ve Yakaköy de iki yer yakın zamanlarda yandı. Yakaköy de yangın orman namına birşey bırakmamış. Yakaköy e kadar neredeyse hep boş bir arazide ilerledik. Halbuki 5 sene önde gelsek tamamı orman bir arazi içersinde ilerleyecektik. Ağaçsız arazide yürümek çölde yürümekten farksız.







Yakaköyde ekmek yapan kadınlar gördük. Bize ikram etmek yerine köy yerinden ekmeğin satıldığını oradan alabileceğimizi söylediler. Onlarda köylü konseptli turizimden nasibini almışlar.







Öğle molasını herzaman olduğu gibi Yakaköy içinden gidilen pınar yerinde verdik. Çeşmeyi güzelleştirmek adına taştan bir duvar ve çirkin bir beton çatı yapmışlar.







Öğleden sonra Çicekli köyüne varmadan önce sahipsiz(biz öyle biliyoruz) incir ağaçlarının bulunduğu yerde mola verip güzel kara incirleri yedik. Daha sonra Çicekli köyünün içersinden orman yoluyla sıkı bir tırmanışla orman parkına varınca felaket manzarıyı görmüş olduk. Çiçekli Köyünün tepesindeki seyir teraslarından Evka 3 e kadar olan bölüm bu yılın Ağustos ayında bir cuma günü yandı. Yangın gece yarısına varmadan kontrol altına alındı ama yinede birçok yer yandı.







Seyir teraslarından sonra bahar ayında orman içersinden geçtiğimiz yoldan gitmek hüzün vericiydi. Bir zamanlar gps le yolunu işaretlediğim ağaçların kapattığı patikadan hiçbirşey kalmamış. Sahada hızarlar çalışıyorlar, ormandan ne kaldıysa toparlıyorlar. Ağaçların tamamen yanıp kül olmadığını, sadece kabuk ve yaprakları gibi hayati organların yandığını ve böylece öldüklerini farkettim.







Yürüyüş yanmış alanların içersinden geçerek Bornova yakınlarındaki benzin istasyonunda bitti. Güzel bir doğa yürüyüyüşü yapmak isteyenlere bu parkuru tavsiye etmem pek. Ağaç olmayınca malesef hayat olmuyor ve yürüyüş anlamını yitiriyor.






Tüm Fotograflar










Albümü görüntüle





Harita














Daha büyük olarak görüntüle


Parkuru Google Earth ile görüntüle


Harita üzerinde fotograflari Görüntüle

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Salda Gölü

Akyaka-Ören

Tekneyle Dünya Turu