Karlı Havada Nif Zirve

Kaynaklar-Nif Dağı Zirve-Gökdere Kanyonu Yürüyüşü
24/01/2010
Nif Dağı-İzmir/ 38.3835, 27.3621



Çok soğuk bir kış geçiriyoruz bu sene. Kulüp programında Nif Zirve var. Uzun zamandır Nif Dağı zirvesine çıkmamıştım. Haftasonuda yükseklere çok güzel kar yağınca ne kadar zor gelsede Nif zirvesine çıkmaya karar verdim. Kaynaklardan dik bir çıkışla Nif dağında tırmanış ve ardından Gökdere kanyonundan Gökdere köyüne iniş olarak planlanan yürüyüş aslında kısa bir kış günü için ağır bir aktivite sayılır.

Çıkacağımız sırttan Nif 'in zirve çok uzakta görünüyor

Kaynaklar yaklaşık 350 metre yükseklikte ve öğleye kadar bir hızlı bir tırmanışla zirvenin bulunduğu 1500 metredeki kulübenin olduğu yere çıkmak için sürekli tırmanmak gerekiyor. Zamanında zirvede olmak önemli yoksa karanlık Gökdere kanyonuna daha hızlı çökecek ve son yağışlardan sonra ne kadar azgınlaştığını bilmediğimiz kanyon suyunun kenarından ilerlemek zor olabilir.



Kaynakların üstünde bulunan yangın göleti
Yakınından yürüyüşlerde sık sık geçtiğimiz yangın göletinde tırmanış yapan iki gurup daha görüyoruz. Yangın göletinin hemen üzerinde dik tırmanışla Nif dağı sırtını yakalıyoruz. Tırmandıkça önce küçük kar birikintileri ile, daha sonra tamamen karla karşılaşıyoruz. Bir süre sonra en az 10 cm karda yürümek zorunda kaldık. 6 kişilik küçük bir gurup halinde yürürken fotograf çekmekten öndeki gruptan koptuk ve 2 kişi yürümeye devam etmek zorunda kaldı. Yol oldukça kalabalık. Sürekli gelip giden kişiler var. Zirve yolunda başka bir gurup görüp onları izliyoruz.




Nif zirve ve Gelin dağını bağlayan sırtta kalın iğne yapraklı çamlar var. Bu çamlara kar yağınca ünlü bir heykel traş elinden çıkmış sanat eserleri gibi duruyorlar. Yapraklar kalın olunca üzerinde biriken kar da daha fazla olmuş. Fotoğraf çekmeye doyamıyor insan. Daha zirvedeki kulübeye çıkıp oradan da Gökdere ye geleceğimiz hayli uzun bir yolumuz olduğundan acememiz gerekli. Bana kalsa tüm gün fotograf çekerim.




Sırtta soğuk rüzgar bıçak gibi keskin esiyor. Kanada dan getirdiğim montu giyiyorum. Montum Kanada kışlarından epeyce deneyimli. Kırmızı rengi beyaz kar üzerinde güzel bir zıtlık oluşturuyor. Zirve sırtındaki düzlükteki yangın yolu tamamen karla kaplanmış. Kar tabakasının altında ne zaman bir boşlık var anlamak zor, bazen bacak yumuşak karın içine tamamen gömülüyor.



Gezenbilir kulübünün elemanları ile sohbet ediyoruz. Gezenbilir kulübü yürüyüşlere belediye otobüsü ile gidiyormuş. O yüzden başlangıç ve bitiş yerleri belediye otobüsünün gittiği yerler oluyormuş. En ekonomik haftasonu etkinliği olduğunu söylüyorlar.




Orman kulübesi uzakta ağaçlar arasında görünüyor. Zirvenin ötesinde sis yavaş yavaş çökecek hissini veriyor derken yoğun bir sisin içersine giriyoruz. Sis o kadar yoğun ki 3-4 metreden sonrası görünmüyor. Karda bata çıka ilerlerken bir taraftanda zirve yolunu şaşırmamak için elimizden geleni yapıyoruz. Kar ve buzdan kaplı çam ağaçlarının muhteşem görüntüsü içersinde soğuktan eldivenimi çıkartıp fotoğraf çekmeye çalıyorum.




Uzun bir düzlükten sonra kulübe karşımızda. Kulübenin üzerindeki antenler buz tutmuş. Bizim gurubun diğer elemanlarını yemek yerken buluyoruz. Hızlı gidip bizi kaybettiklerinde başka kulübün elemanlarına bizi almalarını söylemişler ama biz onları hiç görmedik. Kulübe sisin içinde soğuk rüzgarların etkisi altında. Çok hızlı bir atıştırmadan sonra hemen geriye yola koyuluyoruz.




Dönüş yolunda sırt hattını bir an kaybediyoruz ve karla kaplı bayırdan inmeye başlıyoruz. Kar konusunda bir gözlemim oldu. Ağaçların altında ve gölgelerde kar oldukça yumuşak, kolaylıkla basılıp basamak şekline geliyor fakat güneş gören açıklıkta çok sert. Sanırım yüzeyde güneş karı eritmiş, eriyen ince kar tabakası donunca çok sertleşmiş. Üzerine basınca buz pateni pisti gibi kaygan ve tehlikeli oluyor. Ben kendi adıma dişli ayakkabım olmasına rağmen bir iki defa düştüm.




GPS ten geldiğimiz sırtın batı tarafında olduğunumuzu görünce doğuya doğru yönledik ve sırttki diğer dağcıları gördük. Burada bir GPS aletinin özellikle sisli havalarda ne kadar faydalı olduğunun görmüş olduk. Siste görüş çok düştüğünden insan yön mefhumunu tamamen yitiriyor. İnsanın nerede olduğu ile ilgili bir fikri olmuyor ve içgüdüleride genelde yanlış yönlendiriyor. İnsan çöl gibi dümdüz bir arazide bile düz bir çizgide gidemiyormuş. Sürekli bir tarafa doğru sapma eğilimi varmış. O yüzden GPS hayati önem taşıyor. 6 basamaklı iki sayı dan oluşan koordinat bilgisi dünyada nedere olursanız olun bir kaç metre sizi bulmanızı sağlıyor.




Tekrar daha önce geçtiğimiz sırta ulaştık. Buradan birkaç sene önce doğalgaz hatlarından birisini geçirmişler. İzmir özellikle Bornava tarafından bakılınca Nif dağında düşmüş bir diş gibi gediklik görülüyor. Dağın tepesinden hattın geçirilmesi bana biraz saçma geldi ama maliyet olarak daha uygun gelmiştirdir diye düşündüm.




Bu doğalgaz hattından inmek hayli tehlikeli olduğu için mecburen yan tarafından indik. Bulunduğumuz yerden Gökdere kanyonunun başladığı yere inmek oldukça zor olduı. Yoldan yürürken bisikletli iki kişiyle karşılaştık. Bu soğuk havada ve kaygan zeminli ortamda yola düşmüşler. Kavaklıdere'den çıkıp Kaynaklar'a gitmeyi düşünmüşler ama zorlanınca geri dönüyorlarmış.




Oldukça sert bir inişten sonra Gökdere kanyonunun başına geldik. Havada iyice kararmaya başladı. Son yağmurlar ve kar ile birlikte kanyondaki su seviyesi artmış, karşıdan karşıya geçmek zorlaşmış. Kanyonda suyun sadece bir tarafından yürümek pek mümkün değil. Bir tarafta patika bitiyor öbür tarafa atlamak gerekiyor. Atlamakta çok kolay değil. Üstelik üzerimde SLR makina, GPS, cep telefonu gibi elektronik aletler olunca daha da riskli oluyor. Epeyce atlama yaptıktan sonra kanyonda hava iyice karardıktan sonra çıkıyoruz. Uzun bir düzlükten sonra Gökdere köyüne varıyoruz. Toplam 8.5 saatlik uzun bir yürüyüşten sonra bir günlük aktivite sanki bir haftaymış gibi geldi.




Daha önceki yazılar
[1] Gökdere Kanyonu-Kaynaklar yürüyüşü / 30 Aralık 2007
[2] Kavaklıdere-Gökdere Kanyonu Yürüyüşü 14 Aralık 2008

Tüm Fotograflar


Albümü görüntüle

Harita








Daha büyük olarak görüntüle
Parkuru Google Earth ile görüntüle
Harita üzerinde fotograflari Görüntüle

Yorumlar

  1. slm çok güzel hikayelendirmişiniz etkinliği emeğinize sağlık kırmızı giysili profilden aldığın kişi benim :D eline sağlık fotğraf için bu yürüyüşe ait 100 e yakın foto var istersen senin için paylaşabilirim... sağlıcakla kal..

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Mustafa, sendeki fotolarıda görmek isterim. Ben o fotoğrafı çok beğeniyordum. Senin e-mailini göremedim. Hakkımda sayfasındaki iletişim formundan yazarsan sevinirim. Görüşmek üzere. Çağlar

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel yerler, çok güzel kareler.
    Elinize emeğinize sağlık
    (ilk harita resmi siyahlı olan, onu nasıl oluşturabiliriz?)

    YanıtlaSil
  4. Çok güzel yerler, çok güzel kareler
    Elinize emeğinize sağlık. . .
    (haritalardaki ilk harita resmi siyahlı olan, onu nasıl oluşturabiliriz? hiç görmedim daha önce)

    YanıtlaSil
  5. Merhaba, uzun zaman oldu ama Topo fusion adlı bir yazılım kullanmıştım. http://www.topofusion.com/ adresinden bakabilirsiniz.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Salda Gölü

Farklı bir rota: Kıyıkışlacık (İasos)

Akyaka-Ören