Erozyon Dede; Bir hayrettin Karaca kitabı

Erozyon Dede; Bir hayrettin Karaca kitabı

Şengül Kılıç Hristidas

İş Bankası Kültür Yayınları

1.Baskı Mart 2008

ISBN:9944882972

478 Sayfa




Hayrettin Karaca 1922 yılında Bandırma da da bir tüccar babanın oğlu olarak doğuyor.

Okul yıllarında babasının yaptığı ticaretle iç içe olduğu için ticareti öğreniyor ve babasıyle bir süre devam ettiriyorlar. Daha sonra müteşebbis ruhu daha ağr basıyor ve kendi şirketi olan Çift Geyik i kuruyor. İş hayatı boyunca kaliteli ürün üretmeyi prensip olarak benimiyor ve şirketi ihracatta öncülük yapan büyük bir şirket haline getiriyor.



60 lı yıllarda işveren sendikasında çeşitli görevlerde bulunuyor.



Babasından Yalova da büyük bir arazi kalınca ilgilenmek zorunda kalıyor ve bitkilerle uğraşı zamanla büyük bir



sevdaya dönüşüyor.



Hayrettin Karaca Yalova da babasından kalma elma bahçesini işletince ağaçlarla haşır neşir olmuş ve zamanla çeşitli



yöntemlerle elma üretimini değiştirmiş. Bu üretim yöntemlerini kitapda anlatmış.



(s163) Palmet sistemi, bir çeşit budama yöntemi olarak uygulanıyormuş. Bir çeşit bonzai gibi ağaçların uzaması budama yoluyla önleniyor, dallar seyrekleştiriyormuş. Böylece ağaç az yoruluyor ve her sene verimli ürün



alınabiliyor. Hem de ağaçlar uzun olmadığından merdivenle toplanması daha kolay oluyormuş.



(s164) Farklı cins elma yetiştirerek, üretimin tüm yıla yayılması böylece dönemsel üretim fazlalığının azaltılması ve buzhane masraflarının ortadan kaldırılması sağlanmış. Tüm dünya da elma çeşitlerini araştırmış, elma verdiği dönemleri tespit etmiş ve buna göre elma çeşitliğini oluşturulmuş. Aynı yöntem armut üretimde de yapılmış.



(s231) Elma bahçesi zamanla Anadolu ve dünyanın çeşitli yerlerin topladığı tohumlarla oluşturduğu Karaca Arboretum a (botanik bahçesi) dönüşüyor. Öncelikle çam çeşitlerini topluyor ve başta 76 çeşit çam oluyor.


Orman





(s164) Arboretumdaki çeşit sayısı gittikçe artıyor. Senede 2700 tohum dikidiği zaman oluyor. Böylece sadece ağaç kolleksiyonu değil bir gen havuzununda oluşturulması amaçlanmış. Toplanan tohumlar çimleme koşullarını oluşturmak için buzdolabında tutuluyormuş önce.



(s242) Magnolia (Manolya) bir Fransız botanikcisi olan Pierre Magnol dan geldiği gibi 2 türe yaptığı katkılardan dolayı Hayrettin Karaca nın ismi verilmiş. Birisi Allium Karacae, diğeri Polygonum Karacae.



(s249) Tohumların çimledirilmesi için Hayrettin Karaca bir metod bulmuş. Bir saksının altına kum ağırlıklı humuslu toprak koyuyor.Bir sıra tohum koyuyor, yine bir sıra toprak koyuyor, üstünede bir sıra daha tohum koyuluyor ve en üste toprak konup buzdobına konuyor. Doğada olduğu gibi toprak üşütülüyor. Eğer bitkiler çekirdeği yarmış ve çimlenmeye başlamışsa alıp saksılara dikiyormuş ve bunu tek tek Hayrettin Karaca yapıyormuş.


Anıt Ağaç




(s250) Ardıç ağacının çimlenmesi için kuşun kursağından geçmesi gerekliymiş. Kuş, tohumu yuttuktan sonra kursağındaki asitler sayesinde tohumun cidarı inceltiyor. Daha sonra dışkı yoluyla toprağa attığında da bu cidarı incelmiş tohum yeşermeye başlıyor. Bu yöntemi Hayrettin Karaca bir silindirin içersine zımpara kağıdı yerleştirip tohumların cidarını inceltmek için kullanmış ve ardıç tohumun cimlenme süresini 4 aya indirmiş. Karaca Arboretum da 226 tür meşe, 30 un üzerinde ardıç türü varmış.



(s331) Hayrettin Karaca Orman yangınlarının aslında doğa için bir gençleşme yeniden ormanın kendini oluşturma olduğunu savunuyor. Orman yangınları doğal olarak zaten olurmuş. Türkiye ormancılık politasında yakarak gençleştirme varmış yani orman kontrollü olarak yakılabiliyormuş. Orman yangılarlarından sonra yanan bitkilerin toplanmadan yerinde bırakılması gerekliymiş. Yangın yeri hemen ağaçlandırılmamalı ve kendi kendinin yeşermesinin sağlanması gerekliymiş. Böylece yörenin bölgenin flora özellikleri korunuyormuş hatta çeşitlilik dahada artıyor.



(s334) Ölmüş ağaçların yerinden kaldırılmamasının gerekli olduğunu söylüyor Hayrettin Karaca. Ağaç türlerinin yüzde doksanında kök mantarları yaşar. Bu mantarlar küçük memeliler tarafından yenip çıkartıldığında diğer bitkilerin gelişmesi için nitrojeni sağlıyormuş.



(s337) Hayrettin Karaca son günlerin önemli konusu 2B arazilerinin satış yoluyla değil de ecri misil yoluyla yani işgal edilen arazinin o günkü kira raici ne ise o bedelden işgalcisine kiraya verilmesinin caydırıcı olacağını düşünüyor.



(s387) Hayrettin Karaca nin kurduğu TEMA vakfının çalışmasının "Bilgi, ilgi, tepki" presibine göre işlediğini söylüyor. Öncelikle bilgilenilecek, sonra ilgi gösterip tepkiyi vatandaşın vermesi sağlanacak.



(s416) Hayrettin Karaca Türkiye nin ağaçlandırılması faaliyetlerinde meşenin ön plana çıkartılması gerektiğini belirtiyor. Bu kapsamda TEMA 10 Milyar Meşe Palamudu Projesi kampanyası başlatmış. Türkiye de 18 tür meşe varmış yani Türkiyenin doğal ağacı olarak kabul ediyor. Meşenin bir özelliği var diyor çok öenemli: Meşeyi kesiyorsun geliyor, yakıyorsun geliyor yani doğada kolay yok olmayan bir bitkiymiş. TEMA kitabın basım tarihi itibarıyla 1 milyar meşe dikimine ulaşmış.



Hayrettin Karaca nın kitabında Türkiye nin son 80 yılındaki tarihi gelişmeler ile tarım, orman politikaları ve bunun paralelinde gelişen TEMA nın ü çalımalarının ayrıntıları var. TEMA nın başarılı olmasında Hayrettin Karaca gibi müteşebbis bir kişinin varlığı çok önemli çünkü normal yollardan iş hayatında başarı gösteren kişilerin sivil toplum örgütlerinde bir iş adamı gibi daha başarılı olacaklarını düşünüyorum. Hayrettin Karaca hayat felsefesini özetle "olanın olmayana, bileninde bilmeyene borcu var." ve "param var ama tüketmeye hakkim yok" sözleriyle anlatılıyor.



Yalova daki Karaca Arboretum u o kadar merak ettim ki en kısa zamanda ziyaret edeceğim. Okuduğum kadarı ile sadece pazarları halka açıkmış.



Kitapta geçen bazı termioloji:

Arboretum : Arboretum, esasen ağaçların ve diğer odunsu bitkilerin yetiştirilmesine adanmış botanik bahçesidir.(Arbor=Ağaç Latince)

Taksonomi Dendroloji ağaçları inceleyen bilim dalıdır.ağaçları inceleyen bilim dalıdır.



Yerler:

Kitapta Anadolu ve Dünyanın çeşitli yerlerinden coğrafik yer isimleri var. En çok yer alanlar

Bandırma, Yalova, İstanbul



Diğer Kaynaklar

[1] Wikipedia: Hayrettin Karaca

[2]TEMA vakfı

[3]Ekşi sözlük: Hayrettin Karaca





Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Salda Gölü

Farklı bir rota: Kıyıkışlacık (İasos)

Akyaka-Ören