Sığacık
Yavaşlık bazen iyidir.
Sığacık/Seferihisar/İzmir
38°12′N 26°50′E / 38.2°N 26.833°E
Sığacık çoğu için küçük bir yarımada. Küçük olmasına rağmen deniz, tarih, doğa ve sakinlik adına bir çok şey sunuyor. Daha önceden de Sığacık'a gitmiştik ama şöyle detaylı olarak gezip doya doya zaman geçirememiştik. Bir haftasonumuzu sadece Sığacık'a ayıralım dedik. Genelde sakin bir yere gidip aylaklık edelim deriz ama yinede sağına soluna gidilmedik yer bırakmayız. Bu seferede öyle oldu.
Sığacık'ın bağlı olduğu Seferihisar kenti hızlı büyümenin karşıtı yavaş şehir(Cittaslow) oldu. İnsanlık çok tuhaf bazen. Çok hızlandığının farkında artık kendi isteğiyle yavaşlamak istiyor. Yani çok çalışıp bir gün Ferrari'ye sahip oluyorsun ama bisikletle daha mutlu olduğunu farkediyorsun. Olay birazda buna benziyor.
Sabah İzmir'den Seferihisar'a oradanda Sığacık'a geldik. Daha önce rezervasyon yaptığımız hoteli arıyoruz. Benim adresi sormadan bulmaya çalışma gibi saplantım var. Hatta bazen bu bana oyun gibi geliyor. Otel 139 Sokak üzerinde. Telefonumda bilumum harita ve GPS desteği olduğundan sokağı kolay bulduk ama otel yok. Mecburen birisine sorduk. Taa tepedeki bir binayı gösterdi. Nasıl olur bu sokak oraya ulaşır. Sokak kıvrılıyor dolaşıyor otelin oradan bir yerden çıkıyormuş meğer. Zaten yavaş şehire geldiniz bol bol zamanınız var arayıp bulacaksınız.
İnternetten bulduğumuz Dali's Hotel sakin bir yermiş gibi görünüyordu. Resepsiyondaki görevli bizimle mümkün olduğunca en az kelime konuşarak hizmet vermeye dikkat ediyor. Nüfus cüzdanları lütfen; buyrun odanız 104 numara. Tüm diyalog bundan ibaret. Otel dışarıdan biraz bakımsızmış gibi görünüyor ama oda güzel ve temiz. En güzeli harika bir manzarası var. Belkide Sığacıktaki en güzel manzaralı otel. Önünde havuzu var, yat limanı manzarasına karşı yüzülebilir fakat kimse olmadığı için havuzun temizliği konusunda şüphelerimiz oldu.Hem deniz varken kim bakar havuza.Çantaları attıktan sonra bir an önce güzel bir plaj bulmalıyız diye düşündük.
Akkum Plajı, Sığacık
Sığacık yat limanının arkasından geçen ve tepeye doğru dik bir şekilde tırmanan yol bizi Akkum, Ekmeksiz ve Eski İskele'nin olduğu plajlara götürüyor.
Sığacıktan çıktıktan sonra virajı döndükten sonra ilk olarak Akkum plajı görünüyor. Plajı belediye işletiyor ve kişi başı 2 TL verip giriyorsonuz. Piknik yeri plaj karışımı bir durumu var plajın. Bu yüzden mangal kokusundan deniz kokusu pek hissedilmiyor. Rüzgar kuzeyden ve batından esdiğinde epeyce dalga yapıyormuş. Akkum'un adından belli bembeyaz kumu var.
Yola devam ederseniz Teos Ekmeksiz Kamp tabelasını izleyip plajına gidebilirsiniz. Araba başına(12 TL) para alındığından giriş bana biraz pahalı geldi. Ağaçların altında kamp ve karavan yerleri var. Daha önce bu haftasonu için kamp yapmayı düşünmüştük ama gerçekleştiremedik. Zaten gittiğimiz haftasonu hava çok rüzgarlı olduğundan iyi ki kamp yapmamışız. Ekmeksizin alttan kaynayan soğuk kaynak suları yüzünden açık mavi berrak bir suyu var ve bu yüzden suyu oldukça soğuk sayılabilir.
Ekmezsiz'in ismi de oldukça ilginç gelmişti bana. Mekan isimlerinin anlamlarını öğrenmeyi seviyorum. Burada söylenildiği kadarıyla buranın havası insanı çok acıktırılmış ve bu yüzden insanlar erzaksız ve ekmeksiz kalırlarmış. Buraya geleceklere yanlarında bol ekmek almaları tembih edirmiş. Bu notu sonradan öğrendiğim için bizde tedariksiz geldik. Bizde acıktık ve tanesi 6 TL den Ayvalık tostu yedik, hakikatten ekmekleri kağıt helva kalınlığındaydı yani tostları oldukça ekmeksiz :). Tavsiyemiz buranın isminin tavsiye ettiği gibi erzağınızı bol tutun, kantin-restauran karışımı yerde fiyatlar pahalı.
Restauran ın orada küçük bir doğa yürüyüşü parkur tabelası vardı. Merak edip biraz bu parkurdan yürüdük. Aslında coasting denilern kıyı şeridin takip edildiği bir etkinlik sayılabilir. Vakit olmadığından parkurun sonuna kadar takip etmedik ama kampın gorevlisi yol üzerinde antik kalıntılar olduğunu söyledi. Bir dahaki sefere yolun sonuna kadar yürümeye karar verdim.
Ekmeksiz tabelasından biraz daha ileride Teos harabelerini geçince asfalt yol toprak hale geliyor ve buradan eski iskele mevkiine ulaşılıyor. Aslında bu yol oldukça kotü ama yolun üzerinde kocaman "Teos caddesi" diye yazıyor. Herhalde Eski Teos şehri zamanı burası büyük bir caddeymiş. Eski İskelede iyice güneydoğu tarafında olduğundan olduğundan rüzgar daha az hissediliyor. Bundan dolayı rüzgarlı günde orada biraz rahat ettik. Eski iskelede Özcan kamping adında bir kamp yeri var.
Teos tarihi iskelesi.
Sığacık-Seferihisar yolu üzerindeki bir ayrımından Akarcalı diye bir plaja bir yol var. Burada Eski İskele Mevkiindeki plajın devamına denk geliyor ve çok uzun bir plaj. Biraz taşlık ama suyu güzel güzel sayılır.
Sığacık'da deniz suyunun soğuk olduğunu söylüyordu. Test ettik doğruymuş. Bu soğuk suların denizin altından kaynadığından soğuk oluyor. Bu soğuk su ayrıca denize berrak yeşil bir renk kazandırıyor. Bu sene çoğu plajda müzik yayını yapıldığını, plajlara hafiften bir beach club havası verdiği çabalarını gördük. Normalde 5 saniyede başka istasyona çevirdiğimiz Hande Yener, Serdar Ortaç vs nin tüm albümüne katlanmak işkencesinide bu sene plajlarda gördük. Bir kaç yerde uyardık ama halk istiyor açıyoruz bangır bangır dediler. Plajlarda marjinal kalmak çok kötü.
Teos antik kenti, Dynosos tapınağı.
Tarihe özel ilgi duyduğum için gezinin bir kısmını antik Teos kentine ayırdık. Antik kente Ekmeksiz plajı ayrımından sonra ulaşılıyor. Önce bir tabela ve sütunlar görüldüğü yolun kenarındaki eserler Dynosos tapınağının parçalarıymış. Sığacık İon bölgesinde bulunuyor ve 12 İon kentinden birisi. O zamanlar her şehrin adandığı bir tanrı var. Teos ta şarap tanrısı Dynosos adanmış bir kent. Eski yunanlar kafayı güzelleştirdiği ve hayal gücünü arttırıp neşeye neşe kattığı için şarabın ancak tanrısal bir durum olabileceğini düşünmüşler ve ona tapınaklar yapmışlar.
Tapınaktaki sütunları tamir ediliyor.
Tapınağı gördük ama elimdeki rehber kitap akropol ve anfi-tiyatrodan da bahsediyordu. Tapınağın yakınında bir binada görünce biliyordur diye sordum. Ne bir tabela, ne bir yönlendirici bilgi, ok falan olmadığından sormaktan başka çare yok. Sorduğum kişi kazı başkanıymış. Bir kaç tane tarihi mekan ismi sorunca, sen meraklısın galiba dedi ve bana neredeyse ufuktaki tepeyi gösterdi. Akropol ve tiyatro oradaymış. Diğer yerler içinde bahçe aralarından tarifler yaptı. Tiyatroyu bulmaya kararlıyımdım. Tepede gözüme kestiğim ağacı hedefleyip yürümeye başladım. 20 dakika falan bir yürüyşten sonra tiyatroyu buldum. Tiyatronun taşları sökülüp bugünkü Sığacıktaki kale yapılmış. Aynı İasostaki durum söz konusu. Taşlar ikinci hayatlarını Sığacık kalesinde devam ettiriyor.
Teos antik tiyatrosu. Taşları çıkartılıp Sığacık kalesi yapılmış.
Türkiyede tarihi mekanı gezmenin tarihi keşfetmek kadar haritadaki ya da metindeki yerleri arazi üzerinde bulmakta bir o kadar heyecan verici. Yetersiz tabela ve bilgi sayesesinde ziyaretçilere küçük bir keşif ortamı yaratılıyor. İnsanların tarihi mekanlardan sıkılmalarının bir nedeni çok teknik tabelaların ve bilgilerin olması. Haritalar ancak teknik kişilerin anlayacağı şekilde detaylı ve metinler çok teknik bir arkeoloji diliyle yazılmış. Haliyle normal bir insan bir şey anlamıyor. Yorumlar bu adamlar zamanında bu taşları nasıl kesmişler ve buraya taşımıştan daha öteye gidemiyor. Teknik arkeoloji terimlerinden çok günlük dilde yazılmış hikayelerinin olması çok önemli bence.Zaman kavramını antlatmak için bir zaman çizgisi konabilir ve önemli tarihi olayları işaretlenmesi sağlanabilir. İnsanlara ilginç gelebilecek detaylardan bahsedilebilir. Mesela sütunları nasıl bağlamışlar. Ağzı delikli aslanın aslında ne anlama geldiği o parçanın başına bir açıklama konması yolula anlatılabilir.
Eve döndükten sonra google map üzerinden tarihi mekanları tekrar incelediğimde Teos antik şehrine Sığacık içersinden bir sokağın sonundan küçük bir yürüyüşle ulaşılabileceğini farkettim. Bir dahaki Sığacık ziyaretinde vakit olursa Sığacık'tan Teos'a oradan da Eski İskele'ye yürümeyi planlıyorum. Belkide İon yolu diye isim bile verebilirim. Böyle işaretlenmiş bir yol yörenin turizm potansiyelini yaratıcı bir şekilde arttırabilir. Teos yat limanına gelen tekneler İon yolunda yürüyebilirler hatta bisiklete binebilirler.
Sığacıkta kale içi.
Pazar günleri Sığacıkta organik pazar kuruluyor. Pazar Sığacık kalesinin içersindeki sokaklara kurulduğundan daha bir otantik görünümde. Pazarda pazarcı esnafı yok, halden gelen ürünlerin satışına izin verilmiyormuş. Civar köylerden ve mahallelerden gelmiş teyzeler amcalar neler ürettilerse onları satıyorlar. Bizde 5 er TL den incir, böğürtlen ve turunç reçeli aldık. Pazarda sadece yiyecek değil elişi ürünler de var. Ürünleri üreten insanlar tezgahların başında kendileri duruyorlar. Birşey alırken sohbet etmek çok güzel. Erişte aldığımız teyze bütün içtenliğiyle eğer o hafta lodos çıkmışsa erişte satmayız çünkü kuruyunca küflenir dedi ve erişteyi nasıl yaptığını anlattı bize.
Cittaslow kritelerinden biriside yerel üretici ve ürünleri destekleme maddesiymiş. Böylece ev hanımları kendi ürettiği ürünleri satarak kendi ev ekonomilerine katkıda bulunabiliyorlar. Sığacıkta nylon poşet kullanımı da yasakk. Herşey file ve kese kağıdı ile satılmak zorunda.
Sığacıkta pek gece hayatı yok, olsada bizde yok. Liamanda pahalı restoranlar var ama bence girmeye gerek yok. Balık halinin yanındaki salaş balıkçılarda lezzetli balık yapıyorlar. 5-6 liraya sardalya ızgara ya da tava yapıyorlar ve oldukça lezzetli. Akşam limandaki çimlerin olduğu bir masaya oturup çay içip, izmir klasiği çiğdem çitledik.
Sığacıkta her yerde mandalin bahçesi gördük. Türkiye'de en fazla satsuma mandalina yetiştirilen yer Seferihisar'mış bu arada.
Pazar akşamı dingin ve mutlu bir şekilde güzel bir haftasonu geçirerek döndük. İzmir'e bu kadar yakın ve bu kadar güzel bir yere sahip olduğumuz için çok şanslıyız. Sığacık'ta Alaçatı'daki gibi abartılmış, suni olarak üretilmiş, herşeyin ateş pahası olduğu bir hali yok, umarız da hiç olmaz.
Daha fazla bilgi
[1] Teos Ekmeksiz Plajı
[2] Wikipedia / Sığacık
Tüm Fotograflar
Albümü görüntüle
Harita
Sıgacik ı büyük haritada görüntüleyin.
Harita üzerindeki numaralı yerler metin içersinde anlatılmıştır.
Bu yazı ile ilgili görüş ve katkılarınızı yorum kısmına yazarsanız sevinirim..
Sen doğuştan orienteering'cisin abicim :)
YanıtlaSilEllerinize, ayaklarınıza sağlık. Aslında oraları merak ediyordum, gitmeden önce çok bilgilendirici bir gezi yazısı okumuş oldum. Çok teşekkürler... (Not1: Birgün sizin gibi fotoğraflar çekebilecek miyim acaba? :) Not2: Orientiring mi? :) Ist5Days'e bekleriz... :) )
YanıtlaSilMerhaba,
YanıtlaSilSığacık'ta bir kaç gün geçirmek, bu arada plajları hakkında bilgi sahibi olmak istiyor. Başka yerde bulamadığım bilgileri bloğunuzda okudum. Çok teşekkür ediyorum . Kafa dengi gezi severler olduğumuzu düşünüyor, selamlarımı gönderiyorum..